Dünya nüfusunun giderek artması sonucu şehirlerdeki hareket akışkanlığını sağlamak giderek zorlaşmakta, peki mimari yapıların yaşam alanlarımız üzerindeki rolü ve günlük hareket kapasitemize etkisi nedir? Proje, kültürel, sosyal ve endüstriyel alanların doğal bir biçimde kesiştiği noktada yer alırken bu alanların çevresi ile nasıl bir geçirgenlik ilişkisi kurduğunu sorguluyor. Hedef kitlelerin yönelimine göre, gerektiğinde en akıcı biçimde bu alanların birbirine bağlanması ve farklı koşullara adapte olabilen alanların kullanılması hedeflenmiştir. Bireylerin günlük hareket rotalarını oluşturabilmelerine olanak sağlamak adına bina kütlesi ve zemin birbirlerinden bağımsızlaştırılarak zemin ortak kullanıma tamamen açık hale getirilirken, kapalı bina kütlesi ise kendi içerisinde ayrı bir yaşam döngüsüne sahip oldu.
Şube 3: Teknolojik pratikler / Koordinatörler: Işık Ülkün Neusser, Metin Şahin, Rüya İpek Balaban

İlginizi Çekebilir

Back to Top